‘‘Yürekteki çocuk intiharın eşiğinde:
Çıkabildiğin en yüksek yer, her şeyi görebileceğin en kötü yerdir. Ayakların yere basmalı, hesabını iyi yapmalısın. Çünkü ikinci düşüşün ilki kadar naif olmayacaktır.
Kendine yabancılaştığında, sabah uyanamadığında, saçına tarak girmediğinde tedirgin olmalısın. Ruhun kasvet yüklü ise insanların enerjilerini emercesine olumsuzluk saçıyorsan etrafına düşünmelisin. Her zaman söylediğin dört duvar hikâyesine kendin bile inanmaya başladıysan sona gelmişsin demektir. İnsanlar senden birkaç saatliğine dahi olsa uzaklaşmak için telefonlarını kapatıyorsa her şey bitmiş demektir. Bu saatten sonra yapılacak tek şey kalmıştır: Abdestini alıp tövbe etmek gibi… Galiba suç tespit edildi; manga hazırlansın, hüküm yerine getirilsin, en azından mundar gitmemeli burkulmuş bu yürek.
Tabutuna karanfil değil menekşe konmalı, cesedin üzerindeki tüm çiçekler kırılgan olmalı ki et kemikten onlar ile beraber ayrılsın.’’ Mehmet KÜTÜKÇÜOĞLU