Sahaflar ve antikacılarda dolaşmak ruhu dinlendirir geçmiş ile günümüz arasında müzelerin veremediği bağı kurmanıza vesile olur. Belki de kaybolmakta olan çok önemli bir bilgiyi ya da eseri hayata tutundurursunuz. Onlarca yıllık kitaplar, efemera ürünleri elinize alır inceler, dokusunu hissedersiniz. Bunlardan biri de geçtiğimiz günlerde şahsi kütüphaneme dahil oldu; 22 Mart 1926 tarihli Haftalık Mecmua! Haftalık Mecmua Kemal Salih tarafından 1925 yılından itibaren yayımlanmaya başlamış ve 1928 yılına kadar 176 sayı yayımlanmış bir dergidir. Vatan matbaasında basılan temin ettiğim 36. sayıda bir Safranbolu tanıtım yazısı dikkatimi çekti. Dergi memleketin çeşitli şehirlerinin fotoğraf ve bilgilerini okuyucularından ister ve onları neşrederdi. Safranbolu haberi de Çizmeci zade ve Sepetçi zade ailelerinin gönderdiği fotoğraf ve bilgilerle oluşturulmuştu. Bu, 1926 gibi erken bir tarihte Safranboluluların şehirlerinin tanıtımına ve tarihi yapısına verdiği önemi göstermesi bakımından hoş bir bilgiydi.
Son dönemde yaptığımız çalışmalarda Safranbolu’nun limanının Bartın limanı olduğu ifadelerini sıklıkla görüyoruz Safranbolu’nun da isimlerinden biri olan Benderli’ye tarihçi Kerim Özdemir de dikkatimi çekmişti. Bender liman demektir. İşte burada Safranbolu’nun limanı Bartın üzerinden Safranbolu’nun tarihi sınırlarını da bir kez daha geniş kapsamlı almanın zaruretini görüyoruz. Yazıda Safranbolu’nun ihracat ürünleri, yazlık yerleşimi, Bulak suyunun Safranbolu için önemi ki hala Safranbolu içme suyu için en önemli aday olarak ortada durmaktadır, eğitime verdiği önem ve sebebini hala tespit edemediğim yıkılan 69. Alay binalarının tanıtımda öne çıkarılacak kadar anlatılması dikkate değerdir. Sizler için Osmanlı Türkçesinden günümüz alfabesine çevirdiğim Safranbolu görsel ve bilgilerin sadeleştirilmiş ve orijinal halleri aşağıdaki gibidir.
Safranbolu’nun genel manzarası
Safranbolu, Kastamonu Vilayetine bağlı mimarisi güzel bir kaza merkezidir. İthalat ve ihracatı daha çok iskelesi olan Bartın limanı aracılığıyla yapar. Bartın, Safranbolu’ya on altı saat mesafededir [Eski yol hesabına göre yaya ve hayvanlar aracılığıyla her 6 saatte bir ortalama 30 km’lik yol gidilebilirdi]. Toprak yolları kötü olduğundan maalesef otomobil ve kamyon işleyememektedir. Halkı fevkalade çalışkandır. Üç kereste fabrikası, bir de kasaba dahilinde deri fabrikası mevcuttur. Kasabada nazır dikkati celbedecek büyük binalar vardır. Bu yönde tuğla ve taştan yapılmış askeri binalar da söylenebilir. Halk yazın, kasabaya yarım saat mesafede bulunan Bağlar mevkinde ikamet ederler. Bağlar çok serin ve kasabadan daha büyüktür, toprak fevkalade mahsullüdür. Buradan dört beş kilometre ileride mağara [Bulak] denilen mahalden sular taşar, yakınlarda bulunan köylere ve bağlara çok su dağıtır.
Safranbolu halkı eğitimle çok alakadar olmaktadır. Yakında büyük askeri binalarda beş yüz kişilik bir yatılı ilkokul açılacak köylü çocuklarının eğitimi az çok temin edilmiş olacaktır. Safranbolu İstanbul’a yumurta, ceviz içi, av derileri, tiftik ve saire ihraç eder. Özellikle ince kabuklu üzümleri [çavuş] çok şöhret bulmuştur.
Safranbolu’ya ait fotoğrafları ve bilgileri gönderen okuyucularımızdan Çizmecizade Mustafa Zeki ve Sepetçizade Ali Rıza Beylere, memleketimizi tanıtmaklığımıza yardım ettiklerinden özellikle teşekkür ederiz.
“Zağfiranbolu’nun umumi manzarası,
Kastamonu Vilayetine merbut mamur bir kaza merkezidir. İthalat ve ihracatı daha ziyade iskelesi olan (Bartın) vasıtasıyla yapar. Bartın, Zağfiranbolu’ya on altı saat mesafededir. Şose yolları gayri muntazam olduğundan maalesef otomobil ve kamyon işleyememektedir. Ahalisi fevkalade çalışkandır. Üç kereste fabrikası, bir de kasaba dahilinde debağat fabrikası mevcuttur. Kasabada nazır dikkati celbedecek büyük binalar vardır. Bu meyanda kargir askeri pavyonlar da zikredilebilir. Halk yazın, kasabaya yarım saat mesafede bulunan Bağlar mevkinde ikamet ederler. Bağlar çok serin ve kasabadan daha büyüktür, toprak fevkalade mahsullüdür. Buradan dört beş kilometre ileride (mağara) denilen mahalden sular taşar, yakınlarda bulunan köylere ve bağlara mebzul su tevzie eder.
Zağfiranbolu halkı maarifle çok alakadar olmaktadır. Yakında büyük askeri pavyonda beş yüz kişilik bir leyli iptidai mektebi açılacak köylü çocuklarının tahsili az çok temin edilmiş olacaktır. Zağfiranbolu İstanbul’a yumurta, ceviz içi, av derileri, tiftik ve saire ihraç eder. Bilhassa ince kabuklu üzümleri çok şöhret bulmuştur.
Zağfiranbolu’ya aid resimleri ve malumatı gönderen karilerimizden Çizmecizade Mustafa Zeki ve Sepetçizade Ali Rıza Beylere, memleketimizi tanıtmaklığımıza yardım ettiklerinden bilhassa teşekkür ederiz.”