Nasıl da sırlı bir tarihi yüklenmiş Safranbolu, biz yeter ki izlemeyi bilelim…
Safranbolu, bazen akademik çalışmalara sığmayacak kadar derin araştırmalara ihtiyaç duyarken bazen de heyecanlı bir gezginin not defterine düştüğü farklı bakış açılarından anlatılmayı beklemektedir. Bilseniz Safranbolu’nun 6 cephesi olduğunu, siz de hak verirdiniz bu söylediğime. 6 cepheli Safranbolu ne midir, şöyle efendim:
Safranbolu’yu doğu, batı, kuzey, güney ve havadan izleyebilsek de, altıncı noktası olan yer altından da görebileceğinizi hiç düşünmüş müydünüz? Evet, Safranbolu altında dahi manzarası olan, dört asırlık tarihî tünellere sahip mucizeler şehirdir.
Tüneller, kasabanın birkaç ihtiyacını aynı anda karşılayabiliyordu. Şöyle ki;
800 yıl önceki klasik Safranbolu yerleşimi, Hükümet Konağı’nın güneyine düşen Kalealtı mıntıkasında bulunmaktaydı. Ortaçağ sonuna kadar büyümesini sürdüren kasaba, gelişen ticaret hayatıyla yerleşim sahasını özellikle 1600’lü yıllara doğru, günümüzde çarşının altında kalan kanyon sınırına kadar genişletmiş, lakin burada bir tıkanma yaşamıştır. Sorun ise demirciler ve bakırcılar çarşısında da görülebileceği üzere kanyonun üzeri kemerlerle kapatılması ve yeni binalara yer açılması ile aşılmıştır. Özellikle Beybağı’ndan gelen mevsimlik dere ile Akçasu deresinin birleştiği noktadaki kanyon sahasının üzeri 1640’lı yıllarda devasa kesme taşların kullanıldığı birçok kemerlerle kapatılmış, Cinci Hanı ve hamamıyla Köprülü Mehmed Paşa Camisinin mevcut altyapısı böylece oluşturulmuştur. Elbette ki yazımızın konusu tarihî tünellerin yapımı da…
Selim Gültay’ın mihmandarlığında tarihî tünelleri keşfettik. Gördüklerimize inanamadık; devasa bir buzdağı gibi gördüğümüz Safranbolu’nun neredeyse bir o kadar da yerin altında kökü varmış!
Akçasu Mahallesi tarafından girdiğimiz dere yatağına rögar kapaklarının altından yaklaşık 100 metre yürüyerek 370 yıllık geçmişe sahip kemerli tünele varmamız bir oldu. 1645 tarihli Cinci Han’ın altındaki tarihî kemerler sağlam yapılarıyla dirençlerini hala var güçleriyle koruyordu. Kanyon içinden, Cinci Han’ın alt köşesinden, düz devam ettiğimizde İzzet Mehmed Paşa Camii’nin altındaki 20 metrelik uçuruma kadar gidebiliyoruz. Vardığımız nokta tam olarak caminin altıydı; bu cami kanyonun kıvrımlarına göre ayakları kemer destekleri ile kaldırılan ilgi çekici bir mühendislik örneği.
Cinci Hamamı’na doğru bayır yukarı ilerlediğimizdeyse, Safranbolu’nun en büyük taş yapısı olan Cinci Han’ın nasıl bir eğime ve kanyona yapıldığını görmenin şaşkınlığını yaşadık. Sağlı sollu duvarların içinden çıkan algum adı verilen delikler ise geçmiş dönemin altyapı hizmeti lağım giderlerinden başka bir şey değildi. Bir düşünün, dört asır önce Avrupa’daki en büyük kentlerin sokaklarından lağım pislikleri akıtılırken klasik bir Türk kenti olan Safranbolu’da, modern bir altyapı ağının çoktan oluşturulduğunu…
Atık su yerin altından özel bir yapı sistemiyle algumlara taşınmaktaydı. Günümüzde hala çalışan bu sistemin en ilginç noktası ise, tünellerde bulduğumuz üst üste dizilen üç algumda gizlidir. Hani hep anlatılır ya, abdest suyu ile lağım suyunun birbirine karıştırılmadan evden çıkarıldığı; muhtemeldir ki bu üçlü sistem, büyüklükleri itibarıyla da Köprülü Mehmed Paşa Camii’nden bu ayrımla geliyordur.
Kanalizasyon sistemini anlatmayı burada sonlandırırken şunu belirtmeden edemeyeceğim. Memleketimizde birçok tarihî noktanın gömü bulma ümidiyle kazıldığını görmekteyim. Şimdi bu tünelleri yazınca da bazı dostlar heyecanlanmayacak değildir. Gömücü arkadaşlara hazine dolu bu tünelleri de görmelerini tavsiye ederim. Bakalım tarihi algumları karıştırdıklarında ne bulacaklar, ben bile merak ediyorum.
Latife bir tarafa, Safranbolu’nun mimari hazineleri yalnızca “oryantalist bakış açısıyla” değerlendirilmekten en kısa zamanda kurtarılmalıdır. Tüneller, gizli hazineler gibi elbette daima ilgi odağı olacaktır; ta ki Safranbolu, özgün varlığını korumayı başardığı müddetçe…
NOT: YAZIMIZI İLGİYLE OKUYAN OKURLARIN MESAJ YOLUYLA SORDUKLARI BAZI SORULAR ÇERÇEVESİNDE AŞAĞIDAKİ AÇIKLAMALAR ZARURİ OLMUŞTUR. BU TÜNELLER TARİHİ SAFRANBOLU’NUN TAM ALTINDADIR. AMA ŞU AN GEZİYE AÇIK DEĞİLDİR. GÜVENLİK ÖNLEMLERİ DAHİLİNDE ANCAK GİREBİLDİĞİMİZ BU TÜNELLER, ZİFİRİ KARANLIK OLUP ÖZEL AYDINLATMA VE FOTOĞRAF ÇEKİM TEKNİKLERİ İLE GÖRÜNTÜLENMİŞTİR. İZİNSİZ VE GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINMADAN GİRİLMESİ TEHLİKELİ VE YASAKTIR.
Yazar: Mehmet KÜTÜKÇÜOĞLU
20.10.2015