SAFRANŞEHRİ'NDEN YAZIYORUM

ESKİ HAMAM*

eski hamam

Geçtiğimiz yıl çok sevdiğim Safranbolumun sokaklarında, karış karış ve tarihini bir dedektif misali araştırarak gezmenin tadına varmıştım günlerce. Öyle ya turistik Safranbolu’nun bir gezi rehberi yoktu! Biz de can dostlarla koyulduk yola bir gezi kitabına hayat verebilmek için.

Safranbolu’yu köşe bucak, sokak sokak gezdik. Her defasında, daha önce kim bilir kaç defa gördüğümüz bu sokaklar başka bir güzelliğini sunuyordu bize. Tıpkı Eski Hamam muhitinde de olduğu gibi…

Safranbolu’nun en eski yapılarından biri olduğu konusunda fikir birliğine varılan ancak tarihi hakkında kesin bir bilgi verilemeyen Eski Hamam’da uzun saatler geçirdik. Külhan Beyi misali pazularımızı olmasa da, düşüncelerimizi kanatlandırdık hamamın serin duvarları arasında. Belki hamamın külhanlığına odun atamadık ama böyle bir tarihî eseri gezi kitabımızda tanıtarak güzel hatıraları anımsatacak olmanın heyecanını yaşadık.

Fotoğraf sanatçısı dostlarımızın çektiği eşsiz hamam fotoğrafları da kelimelerin yetersiz kaldığı anlarda yardımımıza yetişti defalarca.

Safranbolu gezginlerinin Eski Hamam’ı bulabilmek için takip edecekleri en kolay yol, Yemeniciler Arastası’nın hemen sağından uzanan 100 metrelik uzun ince yolu takip etmek olacaktır. Bu yolun sonunda karşımıza çıkan hamam,  dışarıdan mütevazılığıyla içine girdiğimizde de tüm heybetiyle selamlar bizi. Hamam, yakınındaki Eski Cami ve Medresesi ile de özel bir yapı bütününün bir parçasıdır diyebiliriz.

Candaroğlu Süleyman Paşa zamanından ve onun vakfı kayıtlarında olan bir hamam olmasına rağmen,  aslında Bizans kalıntıları üzerine Türk mimari üslubuyla yeniden şekil almıştır.  Bunu da yapı üzerindeki Doğu Roma’dan kalma eski bir kitabenin, inşaatta yapı malzemesi olarak kullanılmasından anlıyoruz. Neredeyse sekiz asra yaklaşan ömrüne rağmen 1980’lerin sonuna kadar çalışmış, sonrasında modern zamanların koşullarına daha fazla direnememiş, kapısına kilit vurulmuştur. Günümüzde restorasyonunu beklerken, gezi hamamı olarak kullanılmakta, eski hamam hikâyelerini boş duvarlarından fısıldamaktadır.

Kadınlar ve erkekler kısımları olan hamamın erkekler kısmındaki üç halvet odası, orijinalliğini hala koruyan tuvaleti ve buraya Sarıçiçek Dağı’ndan çıkan suyu taşıyan tarihî künkleri dikkate değerdir. Kadınlar kısmındaki elips şeklindeki göbek taşı ve geniş halvet odaları ile koca koca yer taşları arasında derz görevi gören eski kurşun kaynakları ve duvarlarındaki Selçuklu usulüne uygun sıva yöntemleri, yapıyı günümüze taşıyan en temel özelliklerindendir.

Hızır Aleyhisselamın parmak izi olduğuna inanılan mühürlü kurnası ve üzerindeki ters lale motifi ise mimari ve kültür ilişkisinin günlük hayata ne kadar derin bir şekilde yansıdığını göstermektedir. Allah kelamı ile özdeşleşen lale çiziminin Arap harfleri ile benzeşmesi, bu çizimin hamamda ters olarak resmedilmesine vesile olmuştur. Böylece dinî inancın günlük hayata, bir hamam üzerinden, estetik bir şekilde yansımasının hayretiyle geçmişi yâd etme fırsatını buluyoruz…

Tabakhanede deriden ayrıştırılan ve kıtık kılı denilen hayvan kıllarının sıva altı destek malzemesi olarak kullanılması, geleneksel mimari yöntemlerini yakından görmemizi sağlamıştır.

Uzun yıllar hamamı işleten Mehmet Amcamızın anlattığı Hızır Aleyhisselam rivayetleriyle de oldukça ilgi çeken hamamı görmemiz insan, sağlık ve hamam ilişkilerini anlamak bakımından çok önemlidir.

Eski Hamam’ı hala görmemiş olanlarınız varsa, hiç vakit kaybetmeden doğruca tarihî çarşıya yola koyulmalıdır. Unutmayın ki bu gezinizde bir yandan hamam kubbelerindeki cam fanusların aydınlatmada kullanıldığını öğrenirken öte yandan da su kültürünün temel yapısı olan hamamların Türkler için ne ifade ettiğini de bir kez daha anlayacaksınız…

*Lokum Life Temmuz 2015

Yorum yapmak ister misiniz ?

4.632 defa okundu